top of page

Uygulamayı İndirebilirsiniz.

Denizanası nedir? Özellikleri nelerdir? Zehirli midir?

Denizanası üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde özellikle yaz aylarında denize giren insanların korkulu rüyası haline gelen bir canlıdır. Denizanaları bazen denizdeki küçük şeffaf benekler olarak bazen de ahtapota benzer dokunaçlara sahip hayvanlar olarak karşınıza çıkabilir.

denizanası
Denizanası Türleri

Bu canlıların gizemli hayatları hakkında bilmediklerinizi öğrenmeye hazır mısınız?


Denizanası Nedir? Özellikleri Nelerdir?

Denizanası tüm dünyada tuzlu sularda yaşayan bir canlı türüdür. Paleontolojik kayıtlar denizanalarının 650 milyon yıl öncesinden beri Dünya’da yaşadığını gösteriyor. Yani dinozorlardan önce bile vardılar.


Günümüzde de yaşamlarını devam ettiren denizanaları zemine bağlı olmadan, akıntılar ve gelgit hareketleri ile suda hareket ederler. Bir diğer ismi ‘medüz’ olan denizanaları, omurgasız olup kalp, beyin, göz, kemik ve pul gibi organları bulunmamaktadır. Bu savunmasız görünen yapılarıyla denizanaları herkeste merak uyandırmaktadırlar. Bazı durumlarda çok tehlikeli olabilen bu canlı, denizde diğer canlılarla birlikte yaşar.


Vücutları şemsiye ya da çan şeklindedir. Bazılarının dokunaçları, bazılarının ise kamçı şeklinde uzantıları vardır. Genel olarak vücutları saydam olan bu hayvanlar kirli beyaz, mavi, mor ve kahverengi de olabilirler. Denizanaları, hidralar ve mercanlarla birlikte Cnidaria şubesinin üyeleridir. Bunun sebebi vücutları üzerinde çeşitli yerlerde bulunan ve “knidoblast” denilen zehir hücreleridir.


Denizanalarının yüzde 95’i su, geriye kalan yüzde 5 kısmı ise tuz ve proteinden meydana gelir. Denizanasının beyni yoktur ancak gelişmiş bir sinir sistemi vardır. Işığa ve kokuya karşı oldukça duyarlıdır. Yavaş hareket ederler ve saldırgan değillerdir. Denizanasının vücut yapısı ağız, dokunaçlar, oral kol, gövde, mide ve yumurtalıktan oluşur. Denizanaları öncesinde de biliniyordu ancak bilim insanları tarafından ilk defa 1940’lı yılların başında incelenmiştir. Bunun öncesinde yaşamları hakkında yeterli bilgi yoktu ve ‘belirsiz canlılar’ deniyordu.


Denizanaları Zehirli midir?

Denizanasının dokunaçları ve kamçıları minik zehirli keseciklerle doludur. Bu keseciklerin içinde “nematosist” denilen toksin madde bulunmaktadır. Denizanasının birçok türü zehirlidir ancak çoğunda zehirin etkisi hafiftir. Bu zehiri avlarını felç etmek veya öldürmek için kullanırlar. Örneğin kutu denizanası gibi az rastlanan bazı türleri dünyanın en zehirli ve tehlikeli canlıları arasında gösterilmektedir.


Başka bir canlıyla olan temasında, hatta bazen denizanasının ölü olduğu durumlarda bile, zehir etkisini gösterebilir. Herhangi bir temasla hücre patlar ve zehir temas eden canlıya geçer. Zehirin etkisi temas eden bölgeye ve temas boyutuna bağlıdır. Bu sebeple, bir denizanasıyla temas durumunda yapılacak en doğru şey; keseciklerin açılmasını engellemek ve yüzeyden denizanasını çekmektir.


Denizanaları etobur canlılardır. Denizde önlerine çıkan küçük deniz canlıları, planktonlar, larvalar ve yumurtalarla beslenirler. Büyük olan bazı türleri, küçük balıkları bile avlayabilir.


Bir Denizanasıyla Temas Ettiğinizde Neler Olur?

Bir denizanası teninize temas ettiğinde, hissedeceğiniz ilk şey yanma hissidir. Her zaman olmasa da yanmaya kızarıklık ve kaşıntı da eşlik edebilir.


Işık Yayan Denizanası

Denizin derinliklerinde yaşayan bazı türlerin parlak ışıklar saçma özelliği bulunmaktadır. Atollo denizanası bu özelliğe sahip en bilinen türdür. Bu canlı, bir düşmanla karşılaştığında gövdesinden yayılan ışığı keserek, dokunaçlarından ışık yaymaya devam eder. Böylece düşmanın dikkatini dağıtarak ölümden kurtulabilir. Atollo denizanasının diğer adı alarm denizanasıdır. Bunun sebebi bir düşmanla karşılaştığında ışığını yayarak daha büyük bir deniz canlısının dikkatini çekip düşmanından kurtulmasıdır.


Bilinen diğer ışık saçan denizanası ise Aequorea Victoria veya Hidromedusa olarak bilinen Türkçe’de kristal denizanası denen türdür. Dünya üzerinde kristal denizanalarına en çok Kuzey Amerika’nın batı sahillerinde rastlanmaktadır.


En Büyük Denizanası

Denizanası türlerinin içinde en büyük olanı aslan yelesi denizanasıdır. Genelde Kuzey Atlantik ve Kuzey Pasifik okyanuslarında görülmektedir. Bugüne kadar kayıtlara geçmiş olan en büyük aslan yelesi denizanası 1870’de Massachusetts Körfezi’nde kıyıya vuran çapı 2.29 metre dokunaçlarının uzunluğu 37 metre olan denizanasıdır. Çoğunlukla açık denizleri sever ve 1 yıllık ömürlerinin sonunda sığ ve korunaklı körfezlere doğru gider. Aslan yelesi denizanası, diğer küçük deniz canlıları ve denizanaları ile beslenmektedir.


Denizanaları Nasıl Çoğalır?

Denizanaları hem bir eşeysiz üreme şekli olan tomurcuklanmayla hem de eşeyli üremeyle çoğalabilirler. Eşeyli üremede, eşeysel bezlerde bulunan dişi yumurta hücreleri ve erkek sperm hücreleri suya dökülür ve suda döllenir. Yumurta sırasıyla larva ve polip evrelerini geçirip bir süre sonra bir denizanası haline gelir.


Kültürlere Göre Denizanasının Etkisi

Dünyanın çoğu yerinde denizanası, insanların çekindiği ve temkinli davrandığı bir canlıdır. Fakat uzakdoğu ülkelerinde evcil hayvan gibi evlerde akvaryumlar içinde beslenen denizanaları olduğu gibi, yiyecek olarak tüketilenler de vardır. Özellikle Çin, Japonya ve Kore gibi ülkelerde gıda olarak sofralarda yer almaktadır.


Denizanasından Korunmanın Yolları

  1. Denizanası olan bölgelerde koruyucu kıyafet giyilmelidir.

  2. Ölü bile olsalar denizanalarının toksin salgıladıkları unutulmamalıdır.

  3. Denizanası zehirlenmelerine karşı önlemler alınmalı, ilkyardım için gereken ilaçlar taşınmalıdır.

  4. Denizanası ile temas halinde, denizanasını deriden ayırmak için sert hamleler yapılmamalı. Deniz suyuyla o bölgeyi yıkamalı ve sivri kenarlı bir aletle kazımalısınız. Deriyi ovalamak ve kaşımak yanlıştır. Deriye sirke uygulamak toksin maddeleri etkisiz hale getirebilir.

  5. Nefes almada ve yutkunmada güçlük, göğüs bölgesinde ağrı gibi belirtiler varsa derhal doktora gidilmelidir.


Denizanası İle İlgili İlginç Bilgiler

  1. Sudan çıkarılınca güneşin etkisi ile buharlaşırlar.

  2. Suyun ısısına göre yaşadıkları bölgeyi değiştirirler.

  3. Farklı boyutlarda birçok çeşidi vardır.

  4. Işığı ve kokuyu hissedebilir ve ışık saçabilirler.

  5. En büyük deniz anası Stygiomedusa adı verilen türdür. Son yüzyılda sadece 17 defa görülmüştür. Tek seferde binlerce balığı öldürebilir.


Denizanası Sayısında Artış

Son yıllarda özellikle Güneydoğu Asya, Kuzey Denizi ve Meksika Körfezi’nde denizanası sayısında büyük bir artış var. Bilim insanları bu artışın nedenlerini araştırırken küresel ısınmanın deniz suyu sıcaklığını arttırması, ötrofikasyon yani fosfor ve azot gibi elementlerin fazlalığından kaynaklanan kirlilik, aşırı avlanma ve biyolojik istila gibi olasılıklar üzerinde duruyor. Deniz suyu sıcaklığının ve fosfor, azot gibi elementlerin artması plankton sayısının da artmasına yol açar. Bu durumda denizanalarının beslenme sorunu ortadan kalkar. Aşırı avcılık, denizanalarıyla beslenen ve denizanalarıyla aynı besini tüketen balıkların sayısında azalmaya neden olur. Balık larvalarıyla beslenen denizanaları balık sayısının azalmasına neden olur. Biyolojik istila, yani gemilerle bir bölgeden başka bir bölgeye taşınan denizanalarının geldikleri yeni bölgede doğal düşmanlarının olmaması da, denizanalarının baskın hale gelerek ekosisteme büyük zarar vermesine neden olur. Bu duruma en iyi örnek Atlantik’ten Karadeniz’e gelen taraklı denizanasıdır. Denizanalarının ekolojik toleransının yüksek olması, yani zorlu şartlarda yaşayabilmeleri sayılarındaki artışın diğer bir nedenidir. Bu duruma sebep olan etkenlerin ortak noktası hepsinin insan kaynaklı olması.


bottom of page